11 Ekim 2015 Pazar

Benefit Do The Hoola Çekilişi

Çok sevdiğim kozmetik blogerlardan biri, çok , çok , çok istediğim bir ürünün çekilişini yapıyormuş. E bende katılmazmıyım? Tabiki katılırım. Benefit Do The Hoola bu yahu.Çok istiyorum! Umarım bana çıkar.Şans dileyin! Sizde bu güzel çekilişe katılmak isterseniz, instagramdan @makyajtelasi hesabını takip etmeyi unutmayın! Sevgiler .

26 Ağustos 2015 Çarşamba

DOĞUM GÜNÜM!

Herkese merhabalarrr! An itibari ile 00.03 oldu. Sanırım bu yazıyı yazmak için biraz geciktim.Ama çokta önemli değil.
00.00 geçtiği için dün diyebilirim sanırım,evet.Dün benim doğum günümdü.On altı yaşıma girdim sonunda.Mütiş bir yaş bence fkdjsfs hem on sekize , iki sene kaldı.Yıl sayıyorum resmen.Üniversite,partiler,bu güzel ortama son iki sene.Diyemiyeceğim çünkü öyle bir dünya yok kfdjhkdf. Kesin yine tüm gün evde oturup kitap okuyan tip bir kız olucam fkdjgd ki inşallah olmam.Ama kitap okurum yine. tabiki.Hangimiz hayali değil ki güzel bir arkadaş ortamı yaratıp,partilerde eğlenmek? Benim değil diyorsanız ağzınızın ortasına itinayla vurabilirim . Yahu eğlenin arkadaşım.Evde oturmak ne? en güzel yaşlarını yaşıyorsun sen.Ağlama,üzme kendini.Çık dışarı,eğlen,gez.Tabi bunu birine demek kolay.Çünkü ben bu yaz dışarı tahminimce on beşten fazla çıkmamışımdır.Yani napabilirim,evde oturup kitap okumak daha cazip geliyorsa? O kitaplarda başka bir dünyaya gidip mutlu olurken gerçeklik fena koyuyor.Bir dakika bu bi doğum günü yazısıydı ne ara kitaplara geçiş yaptım ben fkdjkdg Neyse işte.Canım kankilerim beni pizzacıya götürdü.Orda güzelce pizzaları gömdükten sonra da biscotti adlı bir kafeye gittik.Üstünde 'iyiki doğdun Yasemin' 
yazan bir pasta geldi.Tabi mum falanda yanıyor.Kızlar başladılar ''iyiki doğduuuun Yasemiiiiin'' 
demeye.Tabi ben utangaç olduğumdan hemen utandım,yanaklarıma ateş hücum etti kfdjgkdf Birde pastayı üflüyorum üflüyorum sönmüyor.İyice battım gkfjgd Tam 'sönmüyor bu!' diye isyan ederken mum söndü.İşte 2 pastayıda gömdükten sonra langırt oynadık.Ki langırt oynamaya ba-yı-lı-yo-rum! Ya bence bu dünyadaki müthiş oyunlardan biri gkfdk Aşırı eğlenceli abi.Karşı kaleye gol atınca ,gelen mutluluk ve gurur hiçbir şeyde yok.Gülle beraber , İrem ve Yeşimi gömdük oraya fkdsjgfk 2-1 yendik.Gurur.Tamam 1 kerede onlar yendi ama ısınma süresiydi o sayılmıyor gkfjgdl. Evet buda böyle bir doğum günü anımdı.Hep düşünürüm seneye nasıl bir doğum günü geçireceğim diye.Hayatım çok farklı olacak.Geçen seneki doğum günümde bu arkadaşlarımın bazıları tanımıyor,bazılarıylada görüşmüyordum.Fakat bu sene yanımdalar.Geçen seneki doğum günümdeki iki arkadaşım ile ise tamamen bağlantım kopmuş durumda.Hayat ne kadar ilginç.Ama buraya arkadaşlarımı çok sevdiğimi yazmadan geçemiyeceğim.Alınmazlar zaten ama,alınmayın en çok Didar.Bffm olur.Konya'da olmasına rağmen her an bizle gibi hissediyorum.Zaten bilekliğimde adı yazıyor.Her baktımda orada ve kalbimde olur kendisi.Uzunca bir doğum günü mesajı yazmış,ve annesi video çekmiş bana fkdjsfk allam yine utandım.

Neyse çok uzattım ben.Buraya da birkaç fotoğraf bırakayım .



25 Ağustos 2015 Salı

Çirkin Aşk - Kitap Yorumu

Tate Collins havayolu pilotu Miles Archer'la tanıştığında, bunun ilk görüşte aşk olduğunu düşünmez. Birbirlerini arkadaş olarak görecek kadar bile iletişim kurmazlar. Tate ve Miles'ın tek ortak noktası birbirlerine karşı inkâr edilemez bir çekim hissetmeleridir. Tutkularını açıkça ortaya koyduklarında, kusursuz bir planları olduğunu anlarlar. Genç adam aşk peşinde değildir, genç kadının ise aşka ayıracak vakti yoktur, geriye sadece seks kalır. Tate, Miles'ın ona sunduğu iki kurala uyduğu sürece anlaşmaları şaşırtıcı bir şekilde sorunsuz olacaktır.

Asla geçmişim hakkında soru sorma. Bir gelecek bekleme. İdare edebileceklerini düşünürler, ama çok geçmeden bunun hiç de kolay olmadığını anlarlar.

Kalplere sızılıyor.
Sözler bozuluyor.
Kurallar çiğneniyor.
Aşk çirkinleşiyor.

Herkese merhabaalar! Bu gördüğünüz mükemmel ötesi kitabı tam dört gün boyunca elime dolaştırdım,ama katiyen okumadım.Nedendir bilinmez.Elime yapışmıştı artık neredeyse.Kitabı bitirmediğim için içimde sıkıntı hissediyordum artık gjfkdg Neyse,sonra okumak için oturdum koltuğa.Oturuş o oturuş.Tek okuyuşta bitirdim.Üç saatimi falan aldı yaklaşık.Ya kitap nasıl muazzam yazılmış anlatamam sizlere.Yazarın ellerine sağlık.

Tate adlı kızımız hemşire.Birgün abisinin evine geldiğinde kapının önünde oturan sarhoş bir adamla karşılaşıyor.Ve bu sarhoş adam havayolu pilotu Miles Archer.Zaten hemşire-pilot ilişkisinin aralarındaki çekimi daha güzel kıldığı da bir gerçek.Tate ve Miles birbirlerine karşı besledikleri bu deli çekim karşısında dayanamayıp bir anlaşma yapıyorlar ve aşk,beklenti olmadan sadece 'seks' odaklı bir ilişkiye başlıyorlar.Tate günden güne Miles'a karşı duygular beslemeye ve gelecekle ilgili beklentileri oluşmaya başlayınca işler biraz karışıyor.Miles geçmişinde yaşadığı olaylar yüzünden Tate ile aralarına bir duvar ördüğü için hiçbir zaman Tate'e karşı tam anlamıyla açık olamıyor.Siz bu olayları kitapta Miles'in ağzından altı sene öncesini okuyarak anlıyorsunuz. Rachel ile arasındaki ilişkinin nasıl başlayıp , ilerlediğini,yaşadılkarı olayları ve en sonunda Miles'ın neden böyle olduğunu öğreniyorsunuz.

Okurken Rachel ile ilişkisine sinir olabilirsiniz çünkü bakınız ben neredeyse Rachel'ın Miles'a davranış şekli yüzünden kendimi yolacaktım.Dikkat edinde fkdjkfds 

Kitabın sonlarında yaşanan bir olayla Miles duvarlarını yıkıyor ve Tate'e karşı tüm benliğiyle açık oluyor.Herşeyi anlatıyor .Kitabın son sayfaları ise yıkılıyordu.Ağlamamak için zor direndim.O anlatım karşısında tüğlerim her sayfada diken diken oldu.Muhteşemdi.

''Kendimi senden hoşlanmadığıma ikna etmek için çok uğraştım ,Tate.Her yanında olduğumda,hissettiğim şeyler beni korkutuyordu.Altı yılımı hayatımın ve kalbimin kontrolüne sahip olduğumu ve hiçbir şeyin beni üzemeyeceğini düşünerek geçirmiştim.Ama seninleyken,tekrar acı çekmeyi umursamadığım anlar oldu,çünkü seninle birlikte olmak potansiyel acıya değerdi.Her böyle hissettiğimde,suçluluk duygusu ve korku sebebiyle seni iterek kendimden uzaklaştırdım.Seni hak etmediğimi hissettim.Mutluluğu hiç hak etmiyordum,çünkü onu sevdiğim iki kişiden almıştım.'' 
 Filmde oynacak Miles karakterimizin fotoğraflarını da buraya bırakalım. Puan 5/5 



23 Ağustos 2015 Pazar

Karanlık Zihinler - Kitap Yorumu

 Adım Ruby.
Hepinizden farklıyım.
Aklınızın derinliklerinde gezinebilir,
Anılarınızı hiç yaşamamışsınız gibi silebilirim.
Henüz on yaşındayken Thurmond'daki bu rehabilitasyon kampına gönderildim. Hem de kendi ailem tarafından...
Burada her adımımız izleniyor, nefes alış verişlerimiz bile.
Yalnız değilim.
Maviler... Yeşiller... Turuncular...
Sarılar ve Kırmızılar...
Karanlık Zihinler...
Ve yaşamak için saklanmak zorunda kalanlar
Ve kaçanlar...

Karanlık Zihinler.Parodi yayınlarının okuduğum ilk kitabı.Ben bir distopya sever olduğum için,kitabı duyduğumda çok heyecanlanmıştım.Kitap yorumları paylaşılmaya başlanınca,ve çok beğenilince bende okumak istedim haliyle.


Kitabı 2günde bitirdim. Son 3kısımı daha sonra okuyacaktım ama dayanamadım,okudum.Vee kitap hemen bitti tabiki. Kitabın kurgusu çok güzeldi,farklı ve ilgi çekiciydi. Fakaat kitabın sonunda yine başladığı yere gelmesi!! ve malum kişinin aklından kendini silmesi?!?! okurken kendimi yolucaktım resmen, Sanırım en sinir olduğum kitap karakteri Ruby oldu.Çok aptalca kararlar vermesi ve saflığı her sayfada kendinden soğuttu açıkçası.Zu 'yu çok sevmiştim, olaylara renk katan biriydi gitmesine üzülmedim diyemiyiceğim. Vee en sevdiğim kişi Chubs 😍 nedeni bilinmez ama kafamda onu daha net şekilde canlandırabildim. Kendime yakın hissettim onu.Ama kitabın sonundaki başına gelen olay! 

Sen Alexandra Bracken, kitabın sonunu böyle bitirdiğinden dolayı, günlerce kitabı düşünecek olmamın tek suçlusu sensin. En en en sevdiğim karaktere yaptığın şey, ahh. Hatırladıkça kötü hissediyorum.

Birde Ruby gibi turuncu olan Clancy .Ruby 'nin Liam ile değilde Clancy ile olmasını diledim. Kitaptaki kötü karakter beni kendine çekiyor her zaman. Ona karşı birşeyler hissedebilse olaylar daha heyecanlı olabilirdi.

 kitaba çok büyük beklentiyle başladığım için olayları biraz yetersiz buldum , o yüzden puanım 4.5/5 💜🌙



Siyah Buz - Kitap Yorumu


Becca Fitzpatrick.Kendisi bana kitap okumayı sevdiren yazar olur.İlk okuduğum seri,hush hush serisiydi.Yaklaşık 2,5 sene önce okumuştum bu seriyi.O gün bugündür kitap okumayı çok severim.Fısıltı serisinden sonra bombayı 'Siyah Buz' ile patlatmış yazarımız.Kitap tek kitap olucak diye biliyorum.Ama seri olsa da fena olmazdı hani.Evet,kitaba değinelim biraz.Kitabın konusu

Britt eski erkek arkadaşı Calvin ile yeniden görüşme fikri sonrası oldukça gerilir. Buna tam olarak hazır olup olmadığına emin değildir. Fakat beklenmedik şekilde ani gelişen kar fırtınası bir süreliğine de olsa onu düşüncelerinden uzaklaştırır. Birbirinden yakışıklı iki kişi ile dağda mahsur kalır fakat bu iki yeni arkadaşın sırları vardır ve Britt’i rehin alırlar. Britt onları bu dağdan kurtarmak zorundadır fakat diğer taraftan önceden işlenen cinayetlere dair ipuçları bulması durumunu daha da zorlaştırır. Eski sevgilisi ile bir araya gelmeye korkarken şimdi mümkün olduğu kadar uzun süre hayatta kalıp onun kendisini bulmasını ve kurtarmasını ummaktadır. Fakat bu tehlikeli yolculuk sırasında onu şaşırtan farklı gelişmeler de olur. Onu alıkoyanlardan biri olan, Mason ona karşı çok kibar ve ilgilidir. Britt bir türlü gerçek düşmanın kim dostun kim olduğunu anlayamaz ve bu da onu karşı konulamaz tehlikeli bir aşka doğru itmektedir.

Becca,nasıl güzel bir yazarsa bu kadar aksiyon,gizemin içine aşka da yer vermiş.Britt'in olayına stockholm sendromu diyebiliriz sanırım,evet.Bilmeyenler için; Stockholm Sendromu:rehin alınan, eziyet edilen, baskı altında tutulan kişinin bir süre sonra bunu yapan kişiye karşı duyduğu sempati, aşk hatta bağlılık durumu.Sebebi şöyle açıklanabilir:baskı altında kalan kişi, bir süre sonra üstündeki baskıya sebep olan kişiye öyle bir alışır ki, onsuz kendini eksik hisseder, ona bağımlı hale gelir

Kitabı okudukça,içinde kaybolacaksınız.Gizemler ortaya çıktıkça taşlar yerine oturmaya başlayacak ve herşey çok mantıklı gelecek.Ben kitabı 1 gecede -abartmıyorum- okuyup bitirmiştim.Okuduğunuz tüm süre boyunca katilin kim olduğunu tahmin etmeye çalışacaksınız.Kitabın sonu ise etkileyici.Mutlu bitmesi,dahada etkileyici.Eğer mutsuz,kötü bitse ben birkaç gün böyle depresif halde kitabın etkisinden çıkamam çünki.Sonra biraz söverim,parama üzülürüm falan ama neyse konumuz bu değil gkjfgkd 

Bu kitabı kesinlikle okumalısınız.Puanım 5/5  

21 Ağustos 2015 Cuma

Tatlı Hesaplaşma - Kitap Yorumu

Wendy Higgins! Ne yaptın sen böyle? MUHTEŞEMDİ! MÜTHİŞTİ! 3kitap arasındaki en iyisiydi.Macera,aşk,heyecan,hüzün hepsi son derece yoğundu bu kitapta.Kai ve Anna’nın aşkı.. efsaneydi resmen! Her sayfada daha bir heyecanlandım.Bitmesin diye yavaş okumaya çalışırken,bir yandanda meraktan öldüğüm için kendimle savaştım desem yeridir yahu.Dün başladım ,bugün bitti.Keşke bitmeseydi, ühü😔 Patti,Marna.. Ahh! bir mucize bekledim özellikle Marna için.Ama olmadı.Anna’nın babası Patti’nin bedenine girerek iyileştirebilirdi.Keşke böyle olsaydı.Kitapta en çok hoşuma giden mesajlaşmalar oldu.Alakası olmasa bile aklıma elli ton serisini getirdi.Ordada bu şekilde mesajlaşıyorlardı.Anna ve Kai’nin mesajlaşırken bazı yaramazlıkları çok komik ve güzeldi.Bu serinin tek kötü yanı kapağı.Böyle güzel serinin kapakları böyle olmasaydı keşke.Ne zaman kafamda Kai ve Annayı canlandırmaya çalışsam kapaktaki modeller beliriveriyor gözümde.Yayın evleri böyle basmasa keşke kitabı.Birde kitabın sonunda 6yıl sonrasına atlamış.6 yıl çok uzun geldi bana.3yıl belki 4yıl yapsa daha iyi olabilirdi.Vee son sayfa.ağlamamak için zor tuttum kendimi.MUHTEŞEMDİ.Bir sonraki kitabı deli gibi heyecanla bekliyorum.Bu seriyi okumayan varsa,hemen okusun! Böyle bi kitabı bizlerle buluşturduğu için Teşşekürler Go! Teşekkürler Wendy Higgins. Puanım 5/5



Obsidiyen - Kitap Yorumu

Lux serisinin ilk kitabı olan Obsidiyen’i tek oturuşta bitirdim.Kitap Katy adlı kızımızın annesi ile birlikte Batı Virginia ‘ya taşınmasıyla başlıyor.Annesinin baskısıyla yeni arkadaş edinmek için,yan evlerindeki ikizlerle arkadaş oluyor.İkizlerin biri kız,biri erkek. Erkek olan Daemon. Kız olan Dee.Bu ikizler uzaylı, başka bir gezegenden gelmişler.Kat tabiki Daemon ‘a karşı çekim hissediyor.Dee ile en yakın arkadaş oluyorlar.Açıkçası Daemon ile Kat’in ilişkisi bana klişe geldi.Yaşanan olaylarda olacakları tahmin etmek çok zor değildi. Örneğin bir parti oluyor ve Kat yeni tanıştığı çocukla gidiyor.Çocuk partide sarhoş olup Kat’e sarkıntılık ediyor ve kızımızı Daemon kurtarıyor.Bana klişe geldi,bilmiyorum. Birde “kedicik” ne ya fnfjkk yani ben okurken güzel sahnelerde kedicik dediği an koptum zaten😂 ciddi olamadım fjdhdkkd tek kötü tarafı buydu.Kitap çok akıcıydı,yazarın anlatımı muhteşemdi.Okurken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım bile .Çok güzel bir kitaptı.Çirkin Aşk’ı okuduktan hemen sonra siparişlerin arasına 2.kitap Oniks’i ekliyicem 😁 puanım 4/5